Milli Edep
Günümüzde; “beşerî münasebetler“ “sosyal ilişliler” , “insan ilişkilerinde davranış teknikleri” gibi isimlerle anılan bu mühim konunun milli kültür dünyamızdaki adının “adâb-ı muâşeret” olduğunu tanımlayan Öztürk, sosyal davranışların sağlıklı olabilmesi için, milli kültürün gerçekten “milli” olması gerektiğini, o milletin dini de o kültür içerisinde layık olduğu yeri alması gerektiğini böylece insanın kendisi ile ve çevresi ile münasebetlerinde problem kalmayacağını açıkladı.
Ülkemizdeki beşeri münasebetlerin, milli kültür ve değerlerinden mahrûmiyet sebebiyle bir “koalisyon kültürü” üzerine oturduğunu, karma kültür değerleri üzerine oturan sosyal münasebetlerin ise, sağlıklı biçimde devam etmesinin mümkin olmadığını, nitekim bu konunun Türkiye’ nin temel problemlerinin başında yer aldığına işaret eden Öztürk, insanımızın “selam” dan başlayan sıkıntısının, “kelâm” la yani söz ve konuşma ile artarak devam etmekte olduğuna dikkati çekti.
Medeni Gelişme Edepte Derinleşmeye Bağlıdır
Sosyal münasebetlerdeki gelişmişliğin aslında medeniyette gelişmişliğin göstergesi olduğunu, bunun getirdiği uzlaşma, kaynaşma, toplumsal barış da işin bir diğer mühim cephesini oluşturduğunu beyan eden hocamız, medeni toplumun temel unsurunun hukuk olduğunu, teknoloji olmadığını ve medeniyetimizin hukuka dayandığını ifade etti. Büyük bir medeniyetin vârisleri olan bizler, reddi miras ettiğimizden beri, varlık içinde yokluk çekiyor, servetinden haberi olmayanların el açması gibi, insanlığın temel değerlerinden mahrum olanlardan insanlık dersi alıyoruz.
Prof. Dr. Osman Öztürk Hocamız, Avrupada adab-ı Muaşeret üzerine bir sürü müessese kurulsa ancak kafi geleceğini, Rotterdam İslam Üniversitesinin bu açıdan çok ehemmiyetli olduğunu, dinini bilen insanların tabiatıyla edepli olacağını vurgulayarak konuşmasına son verdi.
Daha fazla bilgi ve konferansı izlemek için: